Biz Cimcirik & Ben

İyi ki varsınız…

kalp

Hem sizlere bir teşekkür hem de “Görmediğin kişilerle neden konuşuyorsun?” diyenlere cevabımdır…

Şaka maka 3 yıldır yazıyorum bu isimle. Eski yazılara bakıp kah çok gülüyorum kah amma saçmalamışım diyorum. Fakat silmiyorum. 🙂 Hem de bakıp bakıp aynı saçmalığı görmeme rağmen… Bazen ders de oluyor bana. “Ulan neleri taktın kafaya, bak nasıl geçti, şimdi nasıl mazide her şey” diyorum.

Bazen korkunç yorumlar gelse de (birkaç tanesini, benim ölmemle ilgili olanları hiç unutmayacağım), canım sıkılsa da, çoğunluğun benim gibi düşündüğünü biliyorum. Bu yüzden de aldırmıyorum artık diğerlerine eskisi kadar. Gerek Facebook sayfamda gerekse de Instagram hesabımda sizlerle yazışmaya bayılıyorum. Hatta sanırım en çok yazıştığımız isimleri soyadlarıyla ezberledim. Ancak arada fena unutkanlık da yapabiliyorum. Yani siz yine de güvenmeyin bana. 🙂

Hepimiz aynı şeyler için mücadele ediyoruz. Benzer şeyler yaşıyoruz. Ve işte ne güzel paylaşıyoruz. Zaten paylaşmanın benim için ne kadar önemli olduğunu yazmıştım… Aklımdan geçen her şeyi yazıyorum burada. Irmak büyüyünce okuduğunda eminim o da sevecek. Bana gelen bilgileri yazıyorum, gittiğim toplantıları, seminerleri, markaları, yenilikleri, kimi zaman Arkın’la tartışmalarımı, Irmak cimciriğiyle yaptıklarımızı…

Bir ara küsmüştüm aslında. Size değil, kendime ve gelen kötü yorumlara. Sonra toparladım. O yorumları görmezden gelmeyi öğrendim. Beni bilen biliyor artık.

Hatta sürekli yazasım var. Sizi bunalttıysam, özür dilerim son zamanlarda üst üste yazarak. Ama işte tutamıyorum kendimi. Çünkü ben içimi ne kadar açıyorsam, siz de o kadar gerçeksiniz. Siz bana “yalnız değilmişiz” diye yazıyorsunuz ya, aynı şeyi ben de söylüyorum. Ben de yalnız değilmişim. Ben de sizin yorumlarınızdan öğreniyorum. Notlar alıyorum.

Hep yukarıda saydıklarımla mı ilgili mi yazacağım? Bu yazı da sizin için olsun. İyi ki varsınız… Sormak istedikleriniz için her zaman buradayım. Ama bir uzmana danışmanız gerektiğini söylediğimde kızmayın. Ben ki hiçbir şeyi doktoruna sormadan vermem kızıma, size nasıl “ver” diyebilirim ki? Çoğu yazıda da, bilgilendirmede de yazıyorum zaten bunu. Duyduklarımı iletiyorum, “karar sizin, beni görevim iletmek” diyorum. Kimi zaman çok farklı düşünüyoruz, kimi zaman da aynı pencereden bakıyoruz. Farklı noktalardan baktığımız zaman bunun hakkında da yazışıyoruz zaten. Hepimiz aynı düşünsek çok sıkıcı olmaz mı? Bütün eleştirilere açığım, yeter ki o eleştiriler suçlama olmasın. Bu, zaman zaman hepimizin yaptığı bir hata. İnsanız neticede…

Ya da bazı paylaşımlar yapmamı istediğinizde “hayır” dersem de küsmeyin… Bilin ki zaten çoğu çağrıyı şahsi hesabımda paylaşıyorum…

Bana her zaman her konuda yazın, elimden geleni yaparım zaten. Kimse cevapsız kalmayacak diye görev edindim kendime. Umarım başarırım. Bu blogu, Facebook sayfasını açarken hiç böyle olacağını düşünmemiştim. Evet, Instagram da seviyorum ancak Facebook ve blogumun gönlümdeki yeri çok başka… 🙂

İşte yine yazmaya başladım ve duramadım. Asıl amacım, İYİ Kİ VARSINIZ demekti… Gerçekten de aynen böyle düşünüyorum… Çocuklarımız sağlıklı ve mutlu olsun, bizler de hep yazışalım, olur mu?

 

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı