Daha önce de yazmıştım. Çok yakın arkadaşlarımla aynı zamanlarda doğum yaptığımız için çok şanslıyım.
Hem birbirimizi anlıyoruz, hem aynı anda aynı koşturmaları yaşıyoruz ve birbirimize yol gösteriyoruz hem de görüşme sıklığımız hiç değişmiyor. Çünkü çocuklarımız arkadaş…
Işıl’la birkaç ay arayla evlendik, aynı zamanlarda anne olduk. Ege ve Irmak arasında 7 ay var. Çok iyi anlaşıyorlar. Özellikle bu yazı beraber geçirince, iyice samimi oldular. Yılbaşında biz onlara gittik, kaldık, dün akşam da onlar bizdeydi.
Tabii ev minik. Koşturacak alan pek yok. Fakat onlar onu da buldu! Çok güzel oynadılar oynadılar, fakaaattt… Bir ara baktım, çığlık çığlığa koşturuyorlar. Birbirimizin sesini duyamamayı geçtik, komşular rahatsız olacaklar diye endişelendik. Dedik o zaman film açalım.
Tamam, onaylanan bir şey değil bu çocukları TV karşısında oturtmak. Ama arada bir de biz yaramazlık yapalım. 🙂 Zaten beraber çok oynamıştık, biraz anneler ve babalar olarak iki çift laf etmek istiyorduk. Haliyle açtık filmi Apple TV’den. Maksimum 20 dakika izlediler. O kadar bile sürmedi hatta. Baktılar ki legolar ortada, onun başına gittiler ve bir saat oynadılar. Biz de ağzımız açık bakakaldık. Hemen kapadık televizyonu bir daha da açmadık. Daha önce de oynadığımız ya da “oynayın” dediğimiz legolar onlara o an neden çekici geldi bilmiyorum da, iyi ki gelmiş. Hâlâ etkisindeyim. Çok sevindim. Sanki üniversitede istediğim bölümü kazanmış , sanki yüzde 100 zam almış gibi ağzım kulaklarıma gitti. Evet, ikisi de televizyon çocuğu değil. Çok izlemiyorlar. Yazın da o kadar beraberdik, izlemediler doğru düzgün TV. Öyle çok oynadılar ki, akıllarına gelmiyordu. Ancak eğlenceli bir filmden lego oynamaya kalkmaları nedense şaşırtıcı geldi bana. Sadece bana değil, Işıllar’a da… Televizyon sevmeyen biri olarak, bayıldım bu harekete!
Uyku öncesi Papaz Kaçtı faslı da keyifliydi. Kalabalık olduğunuz zaman mutlaka oynayın. Biz her seferinde çok eğleniyoruz.
Şubat tatilinde de biz gidip kalacağız yine. Aslında kalmalı gitmemizin nedeni, evler uzak. Biz de çocuklar uyuduktan sonra oturmak istiyoruz üniversite günlerindeki gibi. Bu yüzden de böyle evcilik oynuyoruz. Keşke daha çok görüşebilsek…
Haliyle dün epey hareketli bir gündü. Gece de öyle devam etti. Bugün de fena değildi. Arkın, Irmak ben, trafikte kaldık epey bir yere giderken. Sanırım bu akşam pilimiz erken bitecek.
Şimdi bana “kötü örnek oluyorsun, televizyon açmak da nereden çıktı, tü kaka anne” diyecekler vardır. Kendime sözüm var, cevap vermeyeceğim. Varsın onlar beni tü kaka bilsin… 🙂
Offf cidden bazen kadın olmak yoruyor beni. Keşke Arkın gibi olsam. En ufak bir sorunda 10 sene önceyi hatırlatmaya başladım. Anneme söylüyordum, ben yapıyorum...
Gecenin bir yarısı, zaten zor uykuya dalıyorum; hoooppp “uyan”… Biliyorsunuz, geceleri uyumakla ilgili sıkıntılarım var. Ne kadar yorgun olsam da o gözleri kapatamıyorum. Sürekli...
Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
Bu o kadar soruluyor ki, ben de böyle yazarak anlatmak istedim. Zaman ayırıp okursanız çok sevinirim. Benim için değil, çocuğunuz – çocuklarınız için. Yine...